Page 9 - ara-yan
P. 9

Öncemiz ve yaşadığımız zaman arasındaki bağı zedeleyip, anlaşılmaz ve
                               GİRİŞ  aşılmaz engellerle kendimizi veya kendimize  anlattığımızı bir başkasının
                                     anlamasını beklemek bizi sanatçı yapmaz. Anlaşılamaz olarak kabul görülmek
                                     bir lükstür. Bu lükse sahip olmak içinde lekeye, dokuya, çizgiye, renge, ışığa ve
                                     hatta fikre ihtiyacımız yoktur. İhtiyacımız olan tek şey sosyal çevremizdir.
                                        Diğer yandan fikrimizin esere dönüşme sürecinde tek maksadımızın
                                     belgelemek veya bilgilendirmek olarak tanımlanması da bizi yaratıcı değil
                                     anlatıcı yapar.
                                        Bu iki nokta arasındaki başka bir nokta ise; oluşturduğumuz görsel dil
                                     dünyasını yine kendi oluşturduğumuz veya oluşturmaya çalıştığınız bir anlam
                                     bağlamı içinde yaşanmış, yaşanılan ve yaşanacak olan dünyaya sunmaktır.











                                        It does not make us an artist by damaging the bond between our past and
                               INTRODUCTION  the time we live in, putting incomprehensible and insurmountable obstacles

                                     and expecting someone else to understand us or the story we tell ourselves.
                                     Being accepted as an incomprehensible person is a luxury. We don’t need stains,
                                     textures, lines, colors, lights or even ideas to have this luxury. All we need is our
                                     social circle.
                                        On the other hand, the fact that our only purpose in the process of
                                     transforming our idea into a work is to document or inform, makes us a
                                     narrator, not a creative person.
                                        Another point between these two points is this: It is to present the visual
                                     language world we have created, within the context of a meaning that we have
                                     created or are trying to create, to the world lived in the past, currently being
                                     lived and to be lived in the future.

                                                                                                Fatih Ömeroğlu
   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14